Eğitim ülkemizde yasal güvence altına alınan haklardan
biridir. Anayasamızın 42. Maddesinde eğitim öğretim hakkı ‘’Kimse eğitim
öğretim hakkından yoksun bırakılmaz. Eğitim ve öğretim, Atatürk İlkeleri ve İnkılâpları
doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve
denetimi altında yapılır.’’ şeklinde yer almaktadır. T.C vatandaşı olan her
birey zorunlu eğitim çağına geldiğinden itibaren devlet eğitim ve öğretimi için
gerekli olan bütün imkânları sağlar.
Ülkemizdeki eğitimin yeterliliği sık sık
tartışma konusu olmakta ve sürekli olarak eğitimle ilgili düzenlemeler
yapılmaktadır. PISA sonuçları dikkate alındığında ülkemiz matematik, fen ve okuma
alanlarında OECD ülkelerinin ortalamasının altında kalmaktadır. Bu durumu
değiştirmek için eğitimle ilgili yatırımlar ve çalışmalar yapılmaktadır.
Umuyoruz ki bu çalışmalar ülkemizdeki eğitim kalitesini dünya standartlarına
çıkarır.
Biz asıl konumuza gelelim. Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler
Günü olduğundan dolayı bu yazıda devletin engellilere sağlamış olduğu eğitim
imkanlarına değineceğiz. Bu imkanlara girmeden önce ülkemizdeki engel oranına
ve engellilerin eğitime katılım oranlarına bakalım.
TÜİK in yayınlamış olduğu verilere göre ülkemizde nüfusun %12,29
engelli. Engellilerin %2,58 ortopedik, görme, işitme, zihinsel ile dil ve
konuşma , %9,70 de süregelen hastalık. Yine TÜİK verilerine göre 6 yaş üzeri
ortopedik, görme, işitme, zihinsel ile dil ve konuşma engelli bireylerin %63,67
okuma yazma bilmekte %36,33 okuma yazma bilmemekte, süregelen hastalığı olan
bireylerin ise%75,19 okuma yazma bilmekte % 24,81 okuma yazma bilmemektedir.
Verilere bakıldığında ülkemizin engellilerin eğitimi konusunda kat edeceği çok
fazla yol olduğu görülmektedir. Bu yolu hızlı ve sağlam adımlarla almak
umuduyla, biz ülkemizdeki engellilere tanınan eğitim haklarına geçelim.
Önce engellinin tanımını yapalım. Engelli; doğuştan veya
sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, zihinsel, ruhsal,
duygusal ve sosyal yetilerini çeşitli derecede kaybetmiş bireydir.
Özel Eğitim; Özel eğitime ihtiyaç duyan bireylere
uygun eğitim programları ile özel yöntem, personel ve araç gereç kullanarak;
eğitim ihtiyaçları, ilgileri,yetenekleri, yeterlilikleri doğrultusunda kendi
kendine yeten, temel yaşam becerileri gerçekleştirmiş,çevresi ile uyumlu, başkaları ile iyi ilişkiler kurabilen, iş
birliği içinde çalışan, üretici ve mutlu bireyler yetiştirmeyi amaçlar.
Özel eğitime ihtiyaç duyan bireylerin Eğitsel Tanılama ve
Değerlendirmeleri Rehberlik ve Araştırma Merkezlerince(RAM) yapılır. Özel
eğitime ihtiyaç duyan bireylere eğitim-öğretim gördükleri okulda/kurumda
Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Birimi tarafından yetersizliği doğrultusunda
Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı hazırlanır.
Eğitsel Tanılama ve
Değerlendirme Süreci;Bireylerin
eğitsel tanılama ve değerlendirmeleri Rehberlik ve Araştırma Merkezleri’nde
özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından yapılır. Tanılamada bireylerin
sağlık kurulu raporu ile zihinsel, fiziksel, ruhsal, sosyal gelişim özellikleri
ve zorunlu eğitime tabi olan bireylerin okuldaki eğitim performansı, bireyin
ihtiyacı ile özel eğitim hizmetlerinden yararlanma süresi dikkate alınır.
Eğitsel tanılama sürecinde veli, okul ve uzmanlar işbirliği içinde bulunurlar.
Eğitsel tanılama ve değerlendirmesi yapılan bireye yönelik yetersizliği,
yetenekleri, ihtiyaçları doğrultusunda eğitim planı hazırlanır. Öğrenciler
gösterdiği performanslar doğrultusunda her yıl değerlendirmeye alınabilir.
Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı; Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde
eğitsel değerlendirme ve tanılaması yapılan öğrencilere yönelik okullarda
Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Birimi tarafından Rehberlik ve Araştırma
Merkezinin değerlendirme raporu ve hazırlamış olduğu eğitim planını dikkate
alarak öğrencinin yetersizliği, yetenekleri, ihtiyaçları doğrultusunda ailenin
de katılımıyla Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı hazırlar. Ayrıca öğrencinin yetersizliği
doğrultusunda alınacak olan sosyal, psikolojik, fiziksel tedbirleri de belirlenir.
Öğrencinin başarısının değerlendirilmesinde hazırlanan BEP ve örencinin
yetersizliği dikkate alınır.
Kaynaştırma Yoluyla
Eğitim; Özel eğitime
ihtiyaç duyan bireyin yetersizliği olmayan akranları ile birlikte resmi ve
özel(Okul Öncesi, İlkokul, Orta Okul, Orta Öğretim) okullarda destek eğitim
hizmetlerinin de sağlanması ile eğitim öğretim görmesini amaçlar.
Kaynaştırma Eğitimine tabi olan öğrenciler için öğrencinin
yetersizliği doğrultusunda Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı(BEP) hazırlanır.
Öğrencinin yetersizliği doğrultusunda sosyal, psikolojik, fiziksel düzenlemeler
yapılır. Okul personeli, veliler ve diğer öğrenciler kaynaştırma eğitimine tabi
olan öğrencinin yetersizliği hakkında bilgilendirilirler.
Bir sınıfta kaynaştırma eğitiminden faydalananen fazla 2
öğrenci bulunabilir. Ve bu öğrencilere yönelik ders içi veya ders dışı destek
eğitim hizmetleri verilir. Öğrenci hazırlanan Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı
doğrultusunda yetersizliğine uygun olarak yazılı veya sözlü olarak
değerlendirilir.
Destek Eğitim Odası; Kaynaştırma eğitimine tabi olan
öğrenciler ile üstün yetenekli öğrenciler için özel araç-gereçler ve eğitim
materyalleri sağlanarak eğitim desteği verilmesini amaçlar. Destek eğitim
odalarında bire bir eğitim veya aynı düzeyde olan bireylerle grup eğitimi
yapılabilir.
Bir okulda birden fazla destek eğitim odası açılabilir.
Öğrenciler en fazla haftalık ders saatinin %40 kadar ders alabilirler. Destek
eğitim odalarında dersler eğitim-öğretim saatleri içerisinde
yapılır.Öğrencilerin değerlendirilmesinde destek eğitim odasındaki
performansları da dikkate alınır.
Özel Eğitim Sınıfı; Özel eğitime ihtiyaç duyan
öğrencilerden aynı tür yetersizliği(zihinsel, görme, işitme, ortopedik,
otistik) bulunanların bir arada eğitim öğretim görmesini amaçlar. Özel eğitim
sınıflarında eğitim öğretim gören bireylere yeterlilikleri doğrultusunda BEP
hazırlanır.
Sınıf mevcutları öğrencilerin yetersizlik türüne ve eğitim
kademesine(İlkokul, Orta Okul) göre değişiklik göstermektedir. Bu sınıflarda
birleştirilmiş sınıf (1-4, 5-8) uygulaması yapılır.
Özel eğitim sınıfları öğrencilerin yetersizlik türü
doğrultusunda okulda uygun bir yerde olmalıdır. Sınıf içi düzenlemelerde de
öğrencilerin yetersizliği dikkate alınır.
Evde Eğitim; Zorunlu eğitim çağındaki özel eğitime
ihtiyacı olan bireylerden eğitim öğretim kurumlarında doğrudan yararlanamayacak
olanların evde eğitim almasını amaçlar. Evde eğitim için sağlık kurumlarında
bireyin evde eğitim almasının uygun olduğuna dair heyet raporu ve okul kaydı
olmak zorundadır.
Evde eğitim hizmeti haftalık en az 10 saat olacak şekilde
belirlenir ve öğrenciye yetersizliği doğrultusunda BEP hazırlanır. Öğrencinin
başarısı değerlendirilirken BEP ve öğrencinin yetersizliği dikkate alınır.
Evde eğitimde ailenin bilgilendirilmesi, desteklenmesi ve
eğitimin her aşamasına katılması sağlanır. Aile eğitim öğretim için uygun
ortamı hazırlar.
(Yukarıda yer alan
bilgiler Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nden
alınmıştır. Detaylı bilgi için Okulunuza veya Rehberlik ve Araştırma Merkezine
başvurabilirisiniz.)
Peki, ülkemizde engellilere tanınan eğitim imkânlarına ve
eğitimin zorunlu olmasına rağmen(engellilerde eğitime başlama yaşı 37 aydan
itibaren zorunludur) engellilerin okuma yazma oranının düşük olmasının
nedenleri nelerdir. Maddeler halinde sıralayalım;
-
Eğitim
sisteminin normal bireylere göre planlanması ve engelli bireylere yönelik
sonradan bütünleştirici programların yapılması
-
Engellilerin
eğitiminde görev alacak uzmanların yeterli sayıda yetiştirilmemesi veya istihdam
edilmemesi
-
Eğitim
kurumları inşa edilirken engelliler için gerekli fiziksel düzenlemelerin
yapılmaması
-
Engellilerin
eğitimi için yeterli araç-gereç bulundurulmaması
-
Engellilerin
engel durumu göz önüne alan ölçme değerlendirme yöntemlerinin geliştirilmemesi
-
Eğitim
programlarının yeteri kadar esnek olmaması
-
Ulaşım
(Özel Eğitim kapsamına alınan bireylerin ulaşımını devlet karşılamaktadır.)
-
Yoksulluk
-
Aile
ve özel hayat
( Ufkun Ötesi Bilim Dergisi Cilt 2, Sayı 2; Hacettepe Üniversitesi Yrd.
Doç Dr. Kasım KARATAŞ)
Eğitimin lütuf
olmadığı hak olduğu ve bireylerin bu hakkına ulaşabilmesi için sorumlu
kişilerin özveri ile çalışması gerektiği bilincinin yerleştiği,
Eğitime harcanan zamanın, paranın, emeğin boşa yapılmış bir
harcamadan ziyade geleceğe yapılan en iyi yatırım olarak görüldüğü,
Engellilerin iş, meslek ve sosyal hayatta daha fazla yer
aldığı bir ülke/toplum olmak dileğiyle….
- TÜİK
verileri araştırma tarihi 2002 güncelleme tarihi 01/06/2013
- PISA 2012 Türkiye
- PISA 2012 Türkiye
Yusuf
TULUM
Rehber Öğretmen
Rehber Öğretmen
Yorumlar
Yorum Gönder